Hergün yeni bir seyahat rotası üzerinde çalışıyorum ve bir sonraki rotamın neresi olacağı konusunda bir türlü karar veremiyorum. Gittiğim biryere ikinci bir yolculuk yapmadım henüz ve gideceğim yeni yerde farklı bir yer olmalı muhakkak. Yeni ülkeler tanıma, yeni insanlarla ve kültürleriyle tanışma arzusu benim için çok özel duygular. Daha henüz Afrika kıtasına Mısır haricinde ayak basmadım. Ama belki de Mısır’ ın Afrika kıtasına ait olduğunu çoğu kişi bilmiyor bile. Çünkü Mısır çok farklı bir kültüre, farklı bir konuma sahip kafalarımızda. Afrika denildiğinde, farklı bir kültür ve siyahi ırkın yaşadığı bir kıta olarak canlanıyor insanların gözünde. Artık yeniden incelemeye başlamıştım Afrika’yı ve Afrika insanlarını. İlk dikkatimi çeken ise safariler, vahşi yaşam ve yerliler falan oluyor ister istemez. Zaten bunları hep belgesellerden ve benzeri süregelen yayınlardan biliyoruz ama daha da ilgi çekici birşeyler ve ilgi çekici rota keşfetmeye başladım sanırım. İşte bu şehir tam bana göre !!! Burada çok farklı şeyler keşfedebilir, farklı güzellikler görebilir hatta ufkumda bazı değişikler oluşmasına imkan bulabilirdim. Benim için çok heyecanlı bir seyahat olacaktı ve sırt çantamı hazırlamaya başlamıştım bile. Hangi ülke ve hangi şehir mi ? Elbette Güney Afrika Cumhuriyeti !!! Afrika’nın incisi ve Afrika kıtasının en güney ucu Cape Town.
Bir şehir, bir doğa, bir tarih, bir kültür, tabiat, vahşi yaşam, botanik bahçeler, geçmişten gelen denizcilik, sömürgecilik ve en önemlisi de bir zamanlar ırkçılık ta buradaydı. Bir şehirden daha fazlası vardı burada. Burası tam bir kültür medeniyetiydi aslında. İngilizce dil kursları için dünyanın dört bir tarafından insanlar buradaydı. Sırtçantalılar, dil kursları için gelenler, turizm amaçlı gelen avrupalılar,dağcılar ve denizciler. Çok farklı bir şehirdi Cape Town ve beni resmen büyülemişti. Halkın yarısı beyaz, yarısı ise siyah afrika kökenli halktan oluşuyordu ve artık birlikte yaşamak hayatın bir parçasıydı. Bir zamanlar ırkçılığın en yoğun yaşandığı yerdi burası. Afrikalı Lider Nelson Mandela’ nın sürgün edilip yıllarca hapis hayatı yaşadığı Robben Adası da buradaydı üstelik. Cape Town ın en güzel tabiat parkı, aynı zamanda denizcilerin en önemli noktalarından bir yer olan Ümit Burnu da buradaydı. Öyle Ümit Burnu deyince ufacık bir burun gibi gelmesin aklınıza çünkü kocaman bir tabiat parkı kocaman bir yarımadaydı burası. Bir tarafı Atlantik, diğer tarafı ise Hint Okyanusuydu. Yollarda bekleyen hatta bazen insanların arabalarına gasp yapan Babun çeteleri de buradaydı üstelik. Onları izlemek için insanlar ister istemez arabalarıyla duruyorlar ama bunu fırsat bilen babunlar hemen duran arabaların bagajlarını veya kapılarını acıp yiyecek alabilmek umuduyla çantaları arabalardan çalıyorlardı. Bu şehirde insan büyülenmeyecek gibi değildi. İsterseniz Camps Bay Beach ve civarında denize girip denizin tadını çıkartabiliyordunuz, isterseniz hemen karşısında duran meşhur Table Mountain yani Masa Dağında trekking ve bazı sporları gerçekleştirip muhteşem Cape Town manzarasını dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz bir yükseklikten izleyebiliyorsunuz. Ama yine de bitmiyordu bu şehir.
Sırtçantamla hergün farklı bir noktaya gittim gezdim. Safari afrikanın bir parçasıydı zaten ki bu benim için ikinci planda bile kalmıştı. Dünyanın en ünlü Constancia şarap çiftlikleri ve bağları vardı ki, bir gün şarap çiftliklerine ve onların uçsuz bucaksız bağlarına gidip gezdim. Aynı günün sonrasında Kirstenbosch Botanik bahçe ziyaretimde burayı hayranlıkla izledim. Başka bir günümde ise kendine özgü Afrika Penguenlerinin olduğu Bölgeye Boulders Beach’ e trenle gelerek Afrika Penguenlerinin içinde buldum kendimi. Trende afrikalı insanların vur patlasın çal oynasın misali yaptığı yerel şarkılarıyla geçti yolculuk. Penguenleri ilk gördüğümde ilk aklımdan geçen, müthiş sevimli canlılardı ve buraya çok yakışmışlardı. Bir denizci kasabası olan Hout Bay da bulunan Seal Island daki fokları izlemek ve onların denizde yaptıkları dansları görmek müthiş bir duyguydu benim için. Cape Town muhteşem bir yerdi. Bir dakika boş geçmiyor, acaba bir şehir bu kadar mı herşeyi içinde barındırır diye düşünüyordum. Akşamları Signal Hill den Cape Town u izlemek ve gece fotoğrafları çekmek harika olmuştu benim için. Victoria & Alfred Limanı ise akşamları tıklım tıklım doluydu ve alışveriş ve eğlence buradaydı. Bence burada yaşayan insanlar çok şanslılardı. Bende bu seyahat rotamda dünyanın şanslı insanları arasında hissettim kendimi. Herşey, her nokta mükemmeldi. Cape Town da bulunduğum sürede Cape Town un ünlü Long Street caddesinde Penthouse Packpackers adlı sırt çantalı gezginlerin konakladığı bir otelde kaldım ve konumu çok iyiydi. Çok güzel arkadaşlıklar ve yol dostları yakalayabiliyorsunuz burada. Burayı herkese tavsiye edebilirim. En büyük özelliği ise çok görmek istediğim Bo Kaap semtine yani müslümanların yaşadığı, rengarenk boyanmış evleri kartpostallarda yerlerini alan Bo Kaap evlerine yakınlığı idi. Bo Kaap ı da görmeden sakın ha sakın Cape Town dan ayrılmamanızı tavsiye ederim. Sadece müslümanların yaşadığı bu semtte gerçek sıcaklığı bulacağınızdan ve Türkiye’ ye ve Türklere olan ilgiden çok memnun kalacağınızdan şimdiden emin olun. Şimdi bana sorulsa ki henüz bir soru çıkmadı buna benzer neresiydi diye…
Gittiğim her yer çok güzeldi hepsi inanılmaz yerlerdi. Ama Cape Town hem çok güzeldi hem de ‘’Dünyada herşeyi bulabileceğiniz tek şehir ‘’ di.. www.gezenkelebek.com
Cidden Süper…
Harika bir gezi yazısı, fotoğraflarınızı çok beğendim.
Daha güzel gezi noktaları, yazılar ve fotoğraflarda görüşmek dileğiyle..
Bu gezileri bize aktararak bize de o diyarların nefesini hissettirdiğin için teşekkür ederim. Yolun daima açık olsun…
Teşekkür ederim ..
Fantastic website. Plenty of useful info here. I’m sending it to some friends ans also sharing in delicious. And naturally, thanks for your sweat!
I was so glad for your nice words. thank you so much again.
yazıyı çok beğendim ne güzel ellerinize sağlık ufuk bey yazılarınız ve fotoğraflarınızla insanda merak uyandırıyorsunuz inşallah bende görcem o diyarları bir gün 🙂 yolunuz açık olsun..
değerli yorum için teşekkür ederim.. umarım gezmek ve görmek size de nasip olur..
Güney Afrika için güvenlik sorunu olduğu bazı sitelerde gözüküyor.. Bununla ilgili bilgi yazabilirmisiniz ? Sizce Cape Town güvenli bir şehir mi ?
Merhaba Çağdaş, Aslına bakılırsa siz dikkatli olmadığınızda her ülke hatta kendi memleketimiz bile her zaman güvenlik riski taşıyor. O nedenle neresi olursa olsun bazı güvenlik kurallarına uymak gerekiyor. Örneğin gece karanlık sokaklara girmemek, tanımadığınız kişilerle kalabalık olmayan yerlerde fazla muhatap olmamak, çantanızı hırsızlığa karşı bazı durumlarda önünüze almak ve sürekli aklınızı orada tutmak gibi kendinize göre ufak önlemler almanız şart. Güney Afrika apayrı bir risk olduğu kesin ancak siz dikkatli olursanız bir sorun çıkmayacaktır. Cape Town da yaşayanlar da son derece cana yakın ve sevecen insanlar. Her zaman yardımseverler ve iyi niyetliler. Önemli olan bizim kendi hal ve hareketlerimiz diye düşünüyorum.